kitaptan yemeğe

9 Mart 2016 Çarşamba
450.000 okuru geçti blog. yakında 1 milyon olur:))) 

hep sonradan geliyor aklıma avrupa şehirlerinde korna sesi duymadığım, inşaata -özellikle turist olarak gezdiğimiz şehrin merkezinde hiç- rastlamadığım, insanların çarpmadığını ve ne yiyip içersen iç fişin hemen masaya bırakılması; hesap olayında sorun çıkmadığını... fiziksel olarak yorulsam bile kafa olarak o kadar dinleniyorum ki! sonra dönünce üstüme üstüme gelen arabalara bakıp hoşgeldin istanbula diyorum. 

hala portakal'ın yüzyılı kitabını okuyorum; dün akşam kapalıçarşı bölümünü okurken keşke daha uzun anlatsaydı, diye geçirdim içimden. sahaflardan bir kaç tane daha istanbul kitabı arayıp bulsam iyi olacak. 

hanut sözcüğünün ermenice'den dilimize geçtiğini öğrendim, kitaptan. ve türkiyede ciddi koleksiyonerlerin olduğunu ve daha bir çok şeyi. benim anladığım raffi portakal hep not tutmuş bu kadar kişiyi ve olayı anımsamasına pek ihtimal yok çünkü böylesine anıları zengin bir yaşamda. çok içtenlikle anlatmış ve bu içtenlik sayesinde hiç tereddüt etmeden okuyorsunuz kitabı. bir ara diğer kitapları da  almalı portakal'ın yüzüncü yılı için çıkarılan. 

en çok sanayici ve bankacılar var antika ve eski toplayan. sanırım en üst gelir grubu demek oluyor bu. ve antika bir yatırım aracı. anılar, anekdotlar ve istanbul çok ama çok keyifle okunan bir metin çıkmış ortaya. 

avrupa vs derken mekan yazamadım bir süre. sevgili zeynep arayıp yeni başladığı mekana davet etti çok yakında zeynep'i ziyaret edip mekan hakkında sohbet edip leziz kahveler içip yemekler yiyip mekanı yazacağım. şimdlik sirkeci'de demekle yetineyim. 

sirkeci demişken can oba bir ödül daha aldı; ayşe arman röportajı öncesi biliyordum ben ama yazmamam için rica edince, yazmadım. tebrikler can oba. kanyon açıldı açılacak... 

bahar bahar bahar 

bir bursa bir kuzey ege yapmalı. enginar, sızma, ot, peynir, balık ile şenlenmeli. 

günaydın ahali 


0 comments: