haftaya barselona

13 Aralık 2016 Salı
hadi gidiyorum, dediğin andan itibaren epeyi bir iş hallediyor, hatırı sayılır bir zaman geçiriyor ve en son çantanı... 

yine bodoslama daldın handan, soluklan anlat bakim 

şimdi benim kafamın bir tarafında hep ''gitmek'' vardı; yıllardır vardı, bugün değil; sonra bir cuma öğleden sonra üç buçuk gibi bi delirdim ben! niye delirdim? bir çok şeyin bir araya  gelmesinden, bodruma uçacağım uçamıyorum, elimdeki işler bitmiyor, istanbuldan her şeyden ve herkesten sıkıldım, yola çıkmak istiyorum... vs. vb. işte o an 15.30 da delirdiğim an; 

tamam, dedim. bu kadar, işe mola, istanbula mola, her şeye ve az sayıdaki insan dışında herkese mola! 

sonrası; işte ilk cümledeki işler işler işler... kısa bir süre de olsa gidilecek süre, vedalaşmalar; en başta elbette bursa, sonrası banka işlerini hallet, otomatik ödemeler için yeterli bir bakiye yatır hesaba vs pasaport harcını yatır ( bugün ) en hafif çantayı hazırla... gibi yapılacaklar yapılacaklar yapılacaklar. 

ve nihayet yılbaşı hediyesi olarak sevgili kardeşim barselona biletimi aldı:))) teşekkürler bir kez de buradan. portekizden de başlayabilirdim bu geziye eğer bileti barselonadan üç kat pahalı olmasaydı.  barselonadan sonra şekillenecek turun gidişatı; sevilla, granada, madrid ve daha bir kaç küçük kasaba var metin'in ( yeğin ) bana ''gitmelisin'' dediği. 

ve tabii hepimizin yaşadığı bir evi olduğu gibi benim de bir evim var; evi paylaştığım güzeller güzeli bir de kardeşim; şimdi onu da bırakıp giderken; güzeller güzeli kardeşim bütün evi çekip çevirecek; ona da buradan bütün desteği için çok teşekkürler. 

bütün bilet işlerimi halleden canan, çok teşekkürler. 

bu gezide bir çok destekçim var; en başta elbette annem; sonra sevgili b. planı duyunca kalk kalk kalk ben de destek oluyorum sana, deyip bayramda harçlık verir gibi cebime harçlık koydu ya:))) teşekkürler sevgili b.; b,  sen benim büyük kızımsın, diyor bana. 

taaa izmirlerden destek veren arkadaşım, teşekkürler. 

memo beni  mudanyaya bırakmakla kalmayıp, sağlık sigortamı da yolluyor şimdi. sağlık destekçim de o oldu. buradan ona da teşekkür. 

tabii en büyük destekçilerimden biri bana güvenli gezmem için çanta hediye eden ve hep yanımda olan/olacak a; kahramanımsın! teşekkürler. 

ve elbette sevgili arkadaşım metin, ispanyada da yaşamış bir gezgin olarak her daim telefonun öbür ucundan desteğini eksik etmeyen arkadaşım; onun tecrübesi ve kolaylaştırıcılığı bu gezide yolumu çok açacak. teşekkürler metin. 

işte böyle; bir mola istanbula ve rutin hayatıma; haftaya barselona 
instagram adresimi bliyorsunuz, merak edenler oradan takip edebilir, buraya hangi sıklıkta yazı atabilirim, bilmiyorum. 

ispanya, fransa, almanya ve sonrası yavaş yavaş türkiyeye yaklaşma en sonunda mayıs ayında yunanistanda olmayı planlıyorum. bakalım. 

biraz önce son kahvemi doldururken fincana, sabah rutinlerimi özleyeceğimi fark ettim. tam da istediğim bu rutinden çıkmak olsa da, sabah duş / kahve / medya turu en sevdiğim saatleri ydi günün. bir süre haber ve medyadan uzak tutacağım kendimi. bir kahve ya da bir sangria ile saatlerce insanları izlemeyi düşünüyorum. 



hadi ben kaçtım 


istanbulda ne var ne yok?

2 Aralık 2016 Cuma
evden çıkamıyorum çıkınca da giremiyorum. 

sabah rutinimi bozmadım; kalk/kahve demle/gazeteleri oku/spora git/kahvaltı yap. buraya kadar normal, sonrası? işte sonrası eve dönüp yapılması gerekenleri yapınca tamam ama sokakta olunca mesela dünkü gibi önce kuruçeşme sonra bebek oradan geri beşiktaş, akaretler derken kendimi nişantaşında bulmam ve orada socrates bistro'da kısa bir molanın ardından blush atiye'de nefis bir şarap molası... ben yazarken cümle bitmedi, yürüyüp eve geldiğimde de aklımdakiler bitmemişti:) 

istanbuldan haberler; 

bir ay kadar oldu sanırım toi istanbul kuruçeşmeye taşındı; kuruçeşme benim boğaziçi hattımda sevdiğim noktalardan biridir. toi istanbula da uğradım elbette, şef ismet saz beye işinin gücünün arasında  bana zaman ayrıdığı ve  demlediği nefis çay için bir kez de buradan teşekkür edeyim. instagramdan takip nereye kadar, deyip toi istanbula en kısa zamanda uzun uzun yemek yemeğe gitmeyi yazdım aklıma. ha bir de haber toi yurt dışına açılıyor.  

kuruçeşme bebek derken bebek bar elbette duraklarımdan biri. bir soluklanma da orada. klasikler iyidir. 

yeme içme sektörü elbette memleketin hal ve gidişatından etkileniyor, ancak benim anladığım şefler ve mekan sahipleri direnebildikleri kadar direnecekler. eh yakında yılbaşı hareketlenmesi bekleniyor, ona göre hazırlıklar yapılıyor. macrocenter bile yılbaşı kurabiyelerini koymuş tezgaha. 


iyi bir dergi okuruyum ben; socrates dergi de haberdar olduğum dergilerden biri, futboldan anlamasam da dergiyi biliyorum ara ara da fitbul adlı bir başka futbol dergisinin özellikle gafkolik sayfasını bayıla bayıla okuyorum. işte o socrates dergi ekibi can öz ile ortak bir bistro açmış; ben de gazetelerden okumuştum. dün hadi akaretlere kadar gelmişken şu yokuşu tırmanayım zaten spora da gitmedim bugün diye çıktım o yokuşu ve fırın sokaktaki socrates bistroyu buldum. iki katlı, sokak arasında minik bir mekan; giriş katında servis barı olarak kullanılan mekanın küçüklüğünden bar sandalyesi olmayan bir bara üst katta da masa ve kitaplığa sahip, semt bistrosu olmaya aday yeni 1 aylık bir mekan. alt kat kapı açıldıkça bir soğuk oluyor ama üst kat sıcak, kitap karıştırıp zaman geçirilebilecek teşvikiyede oturuyorsanız tercih edebileceğiniz bir yer. benim için uzak mesela kahve vs en yakın bana gayrettepe, aslında gayrettepede de minik bir bar bistro açılsa ne güzel olur. 

sonra istikamet atiye sokak. ben atiye sokakta sadece taps ve sokağın eskilerinden salomanje olan zamanları anımsıyorum ki çok eski değil o zamandan bu zamana ne çok değişti atiye sokak! ben uzun bir süre takip etmeyi bırakmıştım. şimdi blush atiye ile tekrar gidebilirim. bahçesi çok güzel blush atiyenin; leziz şaraplar içip yemek yemek için ideal bir yer. yeni bir soluk  getirmelerini bekliyorum ben blush işletmecisi muhittin bey ve ekibinin atiye sokağa. iyi yemek iyi şarap iyi işletme olunca böyle düşünmemem için bir engel kalmıyor. 

 bir istanbul turunun daha sonuna geldiğimde eve dönüp alacağım hediyeleri kafamda evirip çevirmeye önce italyaya mı gitsem ispanyaya mı diye düşünmeye çalışırken uyuyakalmışım. 

günaydın.